İşkence Anayasa’da, ceza hukukunda, uluslararası sözleşmelerde suç olmanın da ötesinde bir insanlık suçudur. İşkenceyi “İşkence yapılanın” kimliğine bakarak meşrulaştırılmak, İşkence yapanı koruma girişimi ise işkence suçu kadar suçtur.
Erdoğan Rejimi yetkililerinin “Türkiye işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans anlayışını benimsemiş bir ülkedir.’’ sözlerine rağmen sistematik işkence, kötü muamele ‘sıradan’ hale gelmiştir.
OHAL ile Türkiye’de ağır işkence haberler ayyuka çıktı. İşkence iddiaları yargı tarafından da soruşturulmuyor. AKP iktidarı 8 Kasım 2016’da çıkardığı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 15 Temmuz’dan sonra her türlü işkenceye karışanlar ve hukuksuz olaylara başvuranlar koruma altına alındı.
Bu KHK ile, “Resmi bir sıfatı taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında harakete eden kişiler hakkında da birinci fıkra uygulanır.” denildi.